Fruit Party
Şimdi açık konuşalım. Marketten portakal al desen almam. Ama Fruit Party ‘nin ekranında o çilekler, üzümler, yıldızlar dans etmeye başlayınca… elimde olmadan gülümsüyorum. Çünkü bu oyun başka bir şey. Renk cümbüşü gibi ama öyle çocuksu değil, bildiğin şansla kafayı bulmuş gibi.
Spin atarken o meyveler patladıkça insanın içi açılıyor. Hele bir de çarpan denk gelmişse… of! Kalp atışların hızlanıyor, “şu an ne oluyor lan” diyorsun içinden. Ama kızmak yok, çünkü Fruit Party öyle tatlı ki, kaybetsen bile surat asamıyorsun. Araya gizli bi neşe koymuşlar resmen.
Oynarken bazen dalıyorum. Diyorum ki, kim bu oyunun tasarımcısı? Ne içti, ne düşündü? Çünkü Fruit Party bir yandan minimal, diğer yandan cıvıl cıvıl. Ne eksik ne fazla. Spin tuşuna bastığın an o tatlı animasyonlar, renk geçişleri falan… Gözünü alamıyorsun.
Bir bakmışsın 50 spin geçmiş, anlamıyorsun bile. “Daha yeni başladım ya” diyorsun ama süre su gibi gitmiş. Hele bir de art arda gelen o x3, x9, x27 çarpanlar… Ekrana sarılasın geliyor. Ama yok, telefon düşer sonra. Sakin ol.
Ben bu oyunu Slotter ‘da keşfettim. Rastgele gezerken açtım, “bir bakayım” dedim. İyi ki de demişim. Çünkü bazen basit olan güzeldir ya… tam öyle. Göze hitap ediyor, ruhu dinlendiriyor, bir de üstüne kazandırıyor mu… oh mis.
Müzikleri de cabası. Hani dışardan biri duysa “çocuk oyunu müziği mi bu” der belki. Ama bir girsin oyuna, anlar mevzuyu. Çünkü mesele sadece grafik değil, bütün atmosfer. Fruit Party seni yavaş yavaş sarıyor. Öyle ki, bazen “spin atmak yerine dans mı etsem?” diye düşündüğüm oluyor.
Sonuç mu? Eğer günün sert geçmişse, moralin bozuksa ya da kafan doluysa… aç Fruit Party ‘i, bir tur at. Belki meyveler sana sadece kazanç değil, biraz da neşe getirir. Çünkü bazen, gerçekten sadece bir çilek uzaklıktasındır o keyfe. Slotter ile giriş yapın.
Bak şimdi... Adı üstünde, "Fire Strike". Bu bir uyarı gibi görünse de aslında bir davet.…
"Ne Varsa Bu Slotta Var" Bazen öyle oyunlar olur ki... Açarsın, bakarsın, "eeh işte" dersin.…
"O Tahtta Oturan Tanrı Gerçekten Varsa..." Gates of Olympus … Ah be dostum, bu oyunu…
"Bu Tren Gidiyor, Bizi de Alıyor" Gold Train... ismini ilk duyduğumda dedim ki, bu işte…
Yılbaşı ağacı süslenmiş, dışarıda kar yağıyor. İçeride soba mis gibi yanıyor... ama sen, ekran başında…
Bir elinde yıldızlı değnek, öbür elinde kazanç listesi... Şaka şaka, ama tam öyle hissettiriyor Fortune…